19 Kasım 2012 Pazartesi

SEVGİLİ DOST 2


sevgili dost
Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.

Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?

***

sevgili dost
Köpek balığının kanı,Yarasanın karanlığı sevmesinde ne var?Hüner geceye rağmen güneşi,
Kana rağmen hayatı sevmekte.Oruçken su içmemekte ne var ! Hüner ölürken suyu reddedebilmekte.İsar deniyor buna, yani tercih,yani sevmek;Yani göstermek üstün olanı,

***

‎"Kararma yağmayacaksan, kürek çekme, mahkumu olmayacaksan! Sorma, tahammülün yoksa cevaba! Saati kurma, durduracaksan!"



                                      Posta Kutusundaki Mızıka - A. Ali Ural

14 Kasım 2012 Çarşamba

BANA YİNE ERZURUM YOLLARI GÖZÜKTÜ

Ben şubatta gelmiştim zaten Erzurumdan eş durumuyla 
bir daha nerden yolum düşecek görmem Erzurum u diyordum ama
sabah resmi yazı geldi görevlendirilmişim seminer için Erzuruma marş marş 
hatta bugunde orda olmam gerekiyormuş ama semineri sabah haber verdiler Meb in saçmalığı işte
aradık son 2 güne katılsın dediler mecbur yola çıkacağım
hem de palandökende kalacağız 
aslında palandökene hiç çıkmamıştım orda yaşadığım sürece 
bügüne kısmetmiş
neyse bana iyi yolculuklar
ha bu arada seminer konusunu da söyleyeyim
0-36 ay çocukların eğitimi
sanırım bakanlık doğar doğmaz çocukları okula alacak:)
kimse göndermek istemez demeyin
emin olun bir çok aile gönderecek çocuğunu
bunu yapacaklarına anneler 2 yıl 3 yıl ücretli izin verseler daha iyi olmaz mıydı( tartışılır)

13 Kasım 2012 Salı

SEVGİLİ DOST !

sevgili dost
Kulaklar işgal altında.Bu yüzden kelimeler yere dökülüyorlar.Ağızların kapıları kırık.Bu yüzden kelimeler ayağa düşüyorlar.Bu söz yığınlarını kim kaldıracak?Hiç kimse.Ama azarlanacak,sokaktan 'bak ne buldum' diye kelime taşıyan çocuklar evlerine.
'At o pis şeyi' denilecek onlara.Çocuklarsa yıkayıp bazı kelimeleri saklayacaklar yastık altlarında

******
sevgili dost

baltalar elimizde uzun ip belimizde biz gideriz ormana hey ormana"şarkısını söyleyen çocuklar şimdi büyüdüler.Büyüdüler ve baltalarını gömmediler.Büyüdüler ve uzun ipleriyle birbirlerini asmaya kalkıştılar..Ormana ne mi oldu?yerine kanunlarını bırakarak kayıplara karıştı.Şimdi çıplak tepelerden"dağ başını duman almış"şarkısları yükseliyor.Herkes yürüse de güneş ufuktan bir türlü doğmuyor

******

sevgili dost

Büyüyünce doktor olmak isteyen çocuklar, büyüyünce cellat oldular.
Mirasları için anne babalarını, kalpleri için sevgililerini, ilkeleri için
kendilerini öldürdüler. İskemlenin ayağına vurmak, iskemlede oturmaktan
önemli oldu. Kovboy filimlerinde hapishane önünde birikip "Şerif onu bize
ver" diye bağıran linç adamları, film bittikten sonra sinemadan çıkıp
aramıza karıştılar. Bizi nerede kıstıracaklarını nerede karşımıza
çıkacaklarını bilmiyoruz. Binbir surat gibi sürekli kılık değiştiriyorlar,dolunay gördüklerinde değil,hilal gördüklerinde kurt adam oluyorlar

*******

sevgili dost

İzlendiğini düşünmek bir delilik belirtisidir de izlenmediğini düşünmek nedir? Futbolcular karambolde tekmeliyor,trolcüler deniz siyahken avlanıyor, çocuklar öğretmen çıkar çıkmaz çıldırıyor, pazarcılar tezgahın dehlizlerinde gizliyorsa çürük elmayı, izlenmediğini düşünmek nedir? Belki de belirtisi değil,kendisidir deliliğin.


ALİ URAL-Posta Kutusundaki Mızıka 'dan

12 Kasım 2012 Pazartesi

AMASYA GEZİSİ

Hafta sonu arkadaşımın düğünüü için gittik Amasya'ya cumartesi sabah çıktık Giresun'dan
16:30 gibi vardık öğretmen evinden yer ayırtmıştık 
gidip esyalarımızı bırakıp namaz kkılıp çıktık ,
yemek yedik 
yemek yediğimiz yerdeki garsona oranın yöresel yemeğini sordum ama 
o da Amasalı değilmiş elmadan başka meshur birşeyini 
duymadım dedi( Amasyalı varsa bizi bilgilendirsin lütfen)


işte ilk çektiğimiz resim Amasya denilince ilk akla 
gelen yer gerçekten çok güzel
baştan ikinci bina öğretmen evi böyle tarihi bir bina olması çok güzel
Yeşilırmak manzaralı bir odada kaldık
tarihi binaları çocukluğumdan beri çok severim 
Mudanya'da da böyle tarihi evler vardı çocukken onlardan birinde yaşamayı isterdim :)
cumartesi akşam erkek kınası oldu oraya gittik pazar sabahı 10 gibi öğretmen evinden ayrıldık
ve biraz dolaştık
şehzadeler şehrini


Öğretmen evinin hemen arkasında 
Kral kaya mezarları var çıkarken çok zorlandım açıkcası
bu yukardan Amasya manzarası

bu işte Kral kaya mezarlığı


yağmur yağdığı için yerler bayağ kaygandı
kayıp düşmemek için bayağ çabaladım
buraya günde bir kere inip çıksam kilo derdim kalmaz sanırım:)



hemen ordan  inişte hediyelik eşya satan dükkanlar var
daha sonra yola devam ettik genelde gezilecek yerler hep bu civardaydı 
sıradaki durağımız HAZERANLAR KONAĞI
bir Osmanlı konağı



aman da ne güzelmiş eski evler ya burda o anları görmek çok isterdim bu heykellerle
canlandırmaya çalışmışlar 



her zaman böyle mi oluyo bilmiyorum ama yağmur da etkili olmuştur 
nehir çok bulanıktı.
işte burası da öğretmen evi
Amasya yı gerçekten çok beğendik
çünkü Osmanlı kalıntıları vardı suyu vardı yani Yeşilırmak
bir de yeşillikler bunlar oldu mu o şehir benim için güzeldir
tarihi ve doğal güzellikler iç içe






8 Kasım 2012 Perşembe

ben bu çekilişi duyurmaz mıyım :)

süper bir çekiliş bu kokulu keselere bayılmıştım english homeda 
en çok bunları istediğim için katılıyorum 

katılmak isterseniz buyrun

BLOG VE EŞ \ ERKEK ARKADAŞ ARASINDAKİ BENZERLİKLER :)

Biraz önce  BLOG HOCAM  kız arkadaşlar ve bloglar arasındaki benzerlikler adlı yazısını eğlenerek okudum.bayanlardan da erkekler için bir şeylker yazmasını istemiş.hemen kafamın üstünde bir ampül yandı bakalım neler çıkmış ortaya:) erkek arkadaşlar ve eşim alınmasın yazdıklarıma biraz eğlenelim biraz düşünelim istedim (bu arada blog hocamın yazılarını ilgiyle okuyorum ,ve blogumu geliştirmeme yarayan bir çok şeyi kendisinden öğrendim,iyi bir öğrencisiyim kendisine paylaşımları için teşekkür etmeyi bir borç bilirim )

ERKEKLER VE BLOGUMUZ ARASINDAKİ BENZERLİKLER
  • İkiside sizi hayal kırıklığına uğratabilir :)
   Biz kadınlar ayrıntılı ve ince düşünürüz,eşimizinde bizim gibi duyarlı olmasını biz leb demeden leblebiyi anlamasını,bizim ona açıkça anlatmadan bizi anlamasını ,ilgilenmesini bekleriz fakat erkeler daha farklı düşünce yapısına ve iletişim becerilerine sahip oldukları için bizim beklentilerimi karşılayamadıkları olu ve bizi hayal kırıklığına uğratırlar 
  Bloglarda bazen böyledir..siz ona itina gösterirsiniz ,paylaşımlarda bulunursunuz ama istediğiniz hedef kitlesine ulaşamayabilirsiniz :)
  • İkisininde sizden beklentileri vardır
   Erkekler bizim çok beklentili olduğumuzu düşünürler ama kendileride öyledirler.biz emek gösteririrz karşılığını isteriz bu da bizim en doğal hakkımızmış gibi gelir:) eşimden örnek vereyim akşam eve gelir ben( o gün yemek yapmamışsam) neden yemek yapmadın o kadar acım ki off...
şu pantolonumu ütülesene ne zamandır dolapta bekliyor,şu düğmemi kaç kere söyledim dikmedin..
bu liste uzar gider:)
  Blogumuzda öyledir ,sürekli yeni kayıt girmemizi,tasarımımızı değiştirmemizi,yeni eklentiler eklememizi bekler durur :)
  • İkisinden de maddi beklentilerimiz vardır :) ( alınmayın sakın arkadaşlar)
   Erkek arkadaş bu konuya pek dahil değil ama dahil olanlar da olabilir
her ne kadar çalışan bir kadın olsam da eşimden de maddi beklentilerim olmuyor değil.maaşının yarısını alış veriş yapmam için verse hayır dermiyim demem:)
  Blog yazmamızın bir çok amacı var ama bir tanesi de bu değilmi google adsense den para kazanmayı kim istemez yada  ürettiğimiz bir şeyleri blogumuz üzerinden satabilmeyi:)
  • Şikayet etsek de ikisinden de vazgeçemeyiz:)
  Yazım biraz şikayetvari oldu sanki ama son maddeyle gönül alayım:) eşimizden şikayet etsek de onu hep çok severiz ondan vazgeçemeyiz:)
   Bloğumda benim için öyle başlarda hiç anlamazdım blog işlerinden bayağ uğrastım ,hele ilk izleyicim gelsin diye bayağ bekledim,bazen bıraksam mı dedim ama ondan vazgeçemedim:)


7 Kasım 2012 Çarşamba

YENİ BİR YÖNTEM DENİYORLAR :)

Hepimiz blogumuzun bir sürü izleyicisi olmasını isteriz bunun için bir takım 
şeyler yaparız bir tanesini de bugun öğrendim
yorum kısmım izleyicim olmayanlara açık değil 
çünkü sırf izleyici kazanmak için yorum bırakıp gidenleri sevmiyorum
ben samimi olmadığım konularda  yorum yapmayı da sevmiyorum
neyse gelelim meseleye
arkadaşın biri gelmiş bir yorum yapmış altına blog adresini yazmış
tabi izleyicim olmak zorunda kalmış yorum yapmak için
ben de altına teşekkür mesajı yazdım
sonra demek ki kontrol etmiş ve izleyicisi olmadığımı görmüş
gelmiş izleyicim olmaktan vazgeçmiş:)
çok komiğime gitti paylaşayım dedim
gerçi o arkadaş okuyamayacak bunu haberi olmayacak daha doğrusu ama ziyanı yok
bu alemin çoğu yalan !

5 Kasım 2012 Pazartesi

fiyonklu şal çekilişi


şık bir şal çekilişi yapıyor cicibicişeyler
katılım için tık tık

YAKINDA BİR ÇEKİLİŞ DE BANA LAZIM

BLog aleminde bir gelenek halini aldı çekilişler 
100 izleyiciye ulaşınca güzel adam akıllı bir çekiliş yapmayı düşünüyorum
şu an 69 izleyicim var martta blogumu açtım 
başta hiç izleyicim olmaz zannediyordum 
sağolsunlar beni yalnız bırakmayanlar var
izleyicilerime çoook teşekkür ediyorum
 not: hediye konusunda fikir beyan etmeyen isteyen olursa memnun olurum
sevgiler...

2 Kasım 2012 Cuma

BİR YUDUM ŞİİR..

Gözlerin İstanbul Oluyor Birden
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
 
Yavuz Bülent Bakiler


MUTLU HAFTASONLARI...

1 Kasım 2012 Perşembe

KEDİ DİLİ PASTA

İlk kez kedi dilinden pasta yapıyorum tiramisü gibi yapam daha 
güzel olabilirdi bir daha kine öyle denerim
fena olmadı yine de



malzemeler:
1-bir paket kedi dili
2-bir kutu krem şant
3- 2 adet muz
4- bir kutu draje çikolata ( üstünü süslemek için)

yapılışı:
krem şantiyi tarifine göre hazırladım içine muzları dildim biraz dolapta beklettim
kelepçeli küçük kek kalıbının kenarlarına kedi dillerini dizdim alt kısımlarından biraz kestim çümkü bayağ büyükk oldular kötü gözüküyordu geri kalan kedi dillerini sütle ıslatarak krem santili karısımın altına koydum 
üzerini drajelerle süsledim
afiyet olsun:)



EBEVEYNLERİN ,EĞİTİMCİLERİN İZLEMESİ GEREKEN BİR FİLM - YERDEKİ YILDIZLAR

Hint filmlerine olan merakım sanırım bu filmi izledikten sonra başladı
sonra da onlarca hint filmi izledim özellikle de Aamir KHAN 'ın filmlerini

***
Taare zameen par türkçesi yerdeki yıldızlar. Bu film disleksi ( öğrenme güçlüğü) olan bir çocuğun hayatını anlatıyor anne babası bu hastalıktan haberdar olmadıkları için onu hep
yaramaz,beceriksiz,sakar olarak nitelendiriyorlar
ve ceza olarak babası onu bir yatılı okula gönderiyor ve orada resim öğretmeni onu
farkediyor ve çocuğun hayatı değişiyor
özgüvenini tamamen yiritmiş olan çocuk tekrar hayata bağlanıyor
muthiş diyebileceğim bir film 
ben bazı yerlerinde göz yaşlarımı tutamadım
çocuğun çaresizliği karsısında..

***




Eğitimcilerin ve anne babaların izlemesi gereken bir film 
film sanırım 3 saat kadar sürüyor 
benim bu filden çıkardığım mesaj :
HER ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİLDİR ARKASINDA YATAN SEBEBLERE BAKMAK BİZİ GERÇEĞE GÖTÜREBİLİR